Aşkın Şehri Paris Bölüm 3: Louvre Müzesi
Paris, sanatın başkentinde en güzel sevgililer günü aktivitesi müze gezmektir. Birbirimize birer Louvre Müzesi giriş bileti hediye ettik ve harika bir 14 Şubat geçirdik.
Louvre Müze Gezisi Sabahı Du Pain et des Idées’te Kahvaltı
14 Şubat sabahı Paris’in yine bulutlu havasına uyandık. Artık alışmıştık. Bu ‘Paris’in melankolik havası‘ydı. İlk durak Paris’in en iyi kruvasanlarını yapan adreslerden biri Du Pain et des Idées’ti.
Sadece haftaiçi günler açık olan fırına sabah erkenden gittik. Zaten sabah 7’de açılıyor ve erken gidilirse sıcacık, fırından yeni çıkmış güzelliklerden tadabiliyorsunuz. Du Pain et des Idées otelimizin bulunduğu Opera bölgesine kısa yürüyüş mesafesinde bulunan Yves Toudic Caddesi’ndeydi.
Fırının kapısından girdiğimiz anda, bizi mis gibi kruvasan ve ekmek kokusu karşıladı. Tezgahtaki çeşit çeşit kruvasan ve çöreği tek başına yiyebilirdim öyle güzel kokuyordu 🙂 Çikolatalı muzlu kruvasan ilk seçimim oldu, tadına da bayıldım.
Fırının en çok sevilen ve leziz ürünü de ‘L’escargot chocolat pistache’ denilen bir tür antep fıstıklı çörekti. Üzümlü ekmeği de harikaydı. Anlayacağınız üzere çoğu ürün tatlıydı. Dışarıda paylaşımlı bir masanın bulunduğu fırında içeride maalesef oturacak yer bulunmuyor. Kışın soğuk aylar için bu durumu göz önünde bulundurmanızı öneririm.
Biz Du Pain et des Idées’ten aldığımız sıcacık mis kokan kruvasan ve çöreklerimizle Saint-Martin kanalı kenarında bulunan nitelikli kahveci Ten Belles’e gittik. Buradaki kahve keyfimiz ile ilgili ayrıntılı yazıya ‘Paris Nitelikli Kahve Dükkanları Rehberi’ linkine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Louvre Müzesi
Sanatın başkenti Paris’te dünyanın en büyük müzesi Louvre Müzesi’ni gezmeden dönmek olmaz. Sevgililer gününde birbirimize verdiğimiz hediye; işte bu 60 bin m2 ilk alana sahip, muhteşem sanat eserlerine yer veren müzede gezmek oldu.
Louvre Müzesi aslında bir saraydan müze haline getirilmiş. Her yıl yaklaşık 8 milyon turist ağırlıyor ve 30000’in üzerinde koleksiyon yer alıyor.
Dünyanın en büyük müzesi Louvre için tam bir gün ayırmıştık ama yetmeyeceğini biliyorduk. Hesaplamalara göre müzenin tamamını şöyle bir yüzeysel gezmek bile 1 haftayı buluyormuş. O yüzden görmek istediğimiz bölümleri planlayarak yola koyulduk.
Louvre Müze Gezisi Planlama
Salı günleri kapalı olan müze haftanın diğer günleri sabah 09.00’da açılıyor. Çarşamba ve Cuma günleri 21.45’e kadar, diğer günler 18.00’e kadar açık. Her ayın ilk pazar günü ücretsiz girilebiliyor. Bilet güncel fiyatı 17 euro. Biletleri bu link üzerinden online önceden alabilir ve sıra beklemeyebilirsiniz. Biz önceden almayarak maalesef yaklaşık 1 saat sıra beklemek zorunda kaldık; üstelik açılış saatinde gitmemize rağmen.
Louvre Müzesi’nin bahçesinde bulunan 1989 yılında yapılan ikonik cam piramit içinden giriş yaptığımız müzesinin bu kısmında bir alışveriş merkezi bulunuyor. Alışveriş merkezi içerisinden müzeye ulaşabiliyorsunuz.
Biz uzun bir sıra bekleme kısmından sonra biletlerimizi alıp içeri giriş yaptık. Ayrıca sesli rehber de satın aldık. 5 euro’ya satın aldığımız sesli rehber çok işe yaradı. İngilizce dil probleminiz yoksa baktığınız eserlerle ilgili bilgi edinmek için mutlaka rehberi almanızı öneririm. Nintendo destekli sesli rehber kullanımı biraz zor olsa da alıştıktan sonra gezinizi kolaylaştırıyor. Müzede küçük çocuklar bile bu rehberlerle geziyorlardı.
Louvre Müzesi gezisi için evde de dersimizi iyi çalışmıştık. Nereye gideceğimiz gelmeden belliydi. Gelin size Louvre Müzesi’nin önemli yerlerini ve nasıl plan yaptığımızı anlatayım.
Planımızı yaparken Louvre Müzesi resmi web sitesindeki ‘plan your visit’ bölümünden faydalandık.
Louvre Müzesi binası 3 ana bölümden oluşuyor: Sağ kanat Richeliu, sol kanat Denon, orta kanat Sully adını alıyor.
Bölümlerde ayrı ayrı hangi katlarda hangi koleksiyonların bulunduğunu da aşağıdaki görsellerde bulabilirsiniz.
3 ana bölüm arasında yer değiştirmek bile fazlaca zaman aldığı için bir günlük gezi için az ve öz seçimler yapmak gerekiyor. Hangi ana koleksiyonları göreceğinize karar vermek gerekiyor. Biz Sully kanadında Mısır antik eserlerini, Denon kanadında ise Avrupa heykel koleksiyonu, İtalya resim koleksiyonunu, Richelieu kanadında Fransız resim koleksiyonunu görmeyi planladık.
Louvre Müzesinde Mutlaka Görülmesi Gereken Eserler
1. Mona Lisa
Bir günde görülmesi gereken eserlerin başında tabii ki Leonardo da Vinci’nin meşhur eseri Mona Lisa geliyor. Zaten müzeye girişten itibaren bütün oklar Mona Lisa’yı gösteriyor.
Denon kanadı 1.katta yer alıyor. Görmeden çıkmak mümkün değil.
Çok çok uzaktan, bir Uzakdoğulu fan grubunu geride bırakarak görebildiğimiz eser 3 kat camın arkasında olsa da kesinlikle büyüleyiciydi.
2. Semadirekli Nike Heykeli
Yunan mitolojisinin zafer tanrıçası Nike’ın heykeli Denon kanadının girişinde, merdivenlerin sonunda tüm görkemiyle konuklarını karşılıyor.
3. Napoleon’un Taç Giyme Töreni Tablosu
Notre Dame Katedrali’nde saray ressamı Jacques-Louis David tarafından Napoleon’un taç giyme töreninin resmedildiği görkemli tablo Denon kanadı 1.katta bulunuyor.
4. Halka Yol Gösteren Özgürlük
Eugene Delacroix, Fransız romantizm resim akımı temsilcisi ressam tarafından yapılan Kral X. Charles’in devrilişine yol açan üç günlük halk ayaklanmasını anlatan tablo Richelieu kanadı 1.katta yer alıyor.
5. Uyuyan Hermafrodit Heykeli
Roma döneminde yapılan hermaftodit dev mermer heykel Richelieu kanadı zemin katında yer alıyor.
6. The Sphinx
Louvre Müzesi girişinde yer alan Mısır dönemine ait kralın yüzü ile güneş tanrısı Ra’nın bedeninin birleşimi olarak görülen iki esere ‘Louvre Müzesi’nin gardiyanları’ adı veriliyor. Sully kanadında girişte yer alıyor.
Müzeyi gezerken öğle yemeyi için müze içerisindeki büfeden sandviç ve meyve suyu almayı tercih ettik. Kalabalık ve uzun koridorlar erken saatlerde yormaya başlamıştı. Ama pes etmedik ve akşam üzerine kadar müzeyi gezdik.
Louvre Müzesi’nin bizi kendine hayran bıraktığı müthiş bir gezi olmuştu. Müzenin avlusunu turlayıp, klasik cam piramitle fotoğraflarımızı çektikten sonra akşam yemeğine koştuk.
Louvre Müzesi Gezisi Akşam Yemeği
Louvre Müzesi’ni hızlı gezimiz bizi oldukça acıktırmıştı ve çok geç saatleri beklemeden, Opera bölgesindeki otelimize 100 m. uzaklıktaki turistik Fransız restoranı Le Bouillon Chartier’e gittik. Her akşam kapısında uzayıp giden kuyruk şansımıza başlamamıştı. Biz de bu fırsatı değerlendirdik. Şansımıza da Türk garson beye denk geldik. Hem leziz Fransız yemekleri hem de keyifli bir sohbet akşamı oldu.
Menüden alakart seçim yapabileceğiniz gibi hergün değişen set menü de tercih edebiliyorsunuz.
Biz hafif ve leziz bir Fransız yemeği fırında ördek ve mantar soslu biftek tercih ettik.
Bir de yine bir Fransız klasiği ve hiç denemediğimiz salyangozdan denedik ama pek beğendiğimizi söyleyemeyeceğim.
Ortalama fiyatlara sahip restorandan hem kendimiz hem cüzdanımız mutlu olarak ayrıldık.
Louvre Müzesi Gezisi Pierre Hermé’de Gün Sonu
14 Şubat akşamını Paris’in meşhur ve süslü caddesi Şanzelize’de geçirmeye karar verdik. Malum bir baştan diğer başa yürümek tüm tüm akşamı bitiriyordu. Şanzelize’de biz gitmeden kısa süre önce Fransa’nın en iyi macaronları yapan Pierre Herme’nin ilk kafesi açılmıştı.
Çok şanslıyız ki gece 11’e kadar açık olan mekanın bar kısmına oturup nefis bir İspahan söyledik. İspahan, Pierre Herme’nin imza tatlısı, dev güllü macaron arasında frambuaz bulunuyor. Sanırım yediğim en güzel tatlılardan biriydi.
Mest olduğum bu tatlının maalesef kafe ortamındaki fiyatı normalin 3 katıydı. L’occitane ile beraber açılan bu kafenin ambiyansı ve leziz tatlılar için bir kez olsun verilir o ayrı.
İşte dünyanın en büyük müzesi Louvre Müzesi’ni böyle güzel bir günde kısa bir şekilde gezmiştik.
Serinin son yazısı yakında! Takipte Kalın!
Serinin diğer yazıları: